Giriş
Bu yazımızda son zamanlarda çok gündeme gelen üniversiteye gitmek mantıklı mı sorusunu cevaplamaya çalışacağız. Yazımıza başlamadan önce böyle bir soru gündemde olduğu için üzgün olduğumu belirtmek isterim.
Üniversiteye Gitmek Şart Mı?
Aslında bu soru Türkiye’nin birçok döneminde soru işareti olmuştur sadece bugüne özel bir durum söz konusu değil. Ancak soru işareti olmasının temelinde hep aynı neden var. Tahmin edebileceğiniz üzere kişinin ekonomik refahına ne kadar katkı sağladığı.
Bu konuyla ilgili yorum yapmak ya da düz bir anlatım benimsemek yerine etrafımdan örnekler vereceğim ve bunlardan yola çıkarak meselenin özünü aktarma gayreti içerisinde olacağım.
Bir yakınım ortalama diyebileceğimiz bir puan ile Anadolu’da sıradan bir üniversitenin elektrik elektronik mühendisliği bölümüne yerleşti. Arkadaşlarıyla birlikte eve çıktılar. Ben de sık sık ziyaret ettiğim için arkadaşlarıyla tanıştım ve üniversite yıllarının bir bölümüne tanıklık ettim.
Üniversite yılları içerisinde benim yakınım, hiçbir yaz tatilinde memleketine gitmedi. Alanıyla ilgili sektörlerde staj yaparak değerlendirdi o zaman dilimlerini. Hatta bir yaz Manisa’da Vestel için konteynırda kalmalı staj yaptı. Kısacası öğrencilik dönemini dolu dolu geçirdi. Tabii öğrenciliğini de yaşadı.
Mezun olduktan hemen sonra staj yaptığı yerlerden birinde ortalama bir maaş ile çalışmaya başladı. Burada 2 sene çalıştıktan sonra yaptığı birikimle Avrupa’ya gitti. İlk 1-1.5 ay sadece bulaşıkçılık yaptıktan sonra başvurduğu robotik ve otomasyon şirketlerinden biri iş başvurusunu kabul etti.
Bu şirkette de 3 sene çalıştıktan sonra istifa etti ve orada kendisi bir robotik ve otomasyon şirketi kurdu. Son görüştüğümüzde ise gayet mutlu olduğunu ve işlerin iyi gittiğinden bahsetti. Çok zaman geçmiş gibi görünüyor ancak henüz yaşı 30.
Photo by ThisisEngineering RAEng on Unsplash
Diğer arkadaşlarıyla da görüşüyoruz. İçlerinden devlet kurumuna atanan da oldu ki o da mutlu olduğunu söylüyor. Tabi herkes mutlu değil. Aralarında hala daha askerlikle ilgili sorunu olan da var, asgarinin bir tık üzerinde çalıştığı için mutsuz olup sitem eden de.
Tüm bunları anlatmamın temel sebebi şu. Üniversite eğitiminden elde edilebilecek fayda her zaman kişiye bağlıdır. Yazının başında bahsettiğim doğru beklenti burada devreye giriyor. Devlet kurumuna atanmak mı? Özel sektörde yer almak mı? Avukat, psikolog, diyetisyen gibi bireysel çalışılacak bir iş mi? Bunların her biri için üniversite yıllarında üzerine düşülmesi gereken meseleler var.
Kısacası bir yol, amaç belirlemelisiniz. O yolda ilerlemeli ve mücadele etmelisiniz. Yolun sonunu görebilmelisiniz. Aksi halde oradan oraya da savrulabilirsiniz sıkı tutunun.
Üniversiteye Gitmemek Mantıksız Mı?
Madalyonun diğer yüzüne de iyi bakmak gerekir. Yani üniversiteye gitmemek. Gitmek mantıklı mı sorusunun temel nedeni ne kadar ekonomik fayda sağlayacağıydı. Peki gitmediğimiz zaman gerçekten de ekonomik açıdan refahlı bir hayat yaşayabilir miyiz?
Photo by Edwin Andrade on Unsplash
Burada da yine örnek vermek isterdim ancak yazı çok uzayacak. Evet üniversiteye gitmeden de ekonomik olarak refah içerisinde olunabilir. Ama bu demek değil ki üniversiteye gitmediği için ekonomik olarak rahat bir hayata erişilir. Bu muazzam yanlış bir korelasyon olur. Tabi yine başarısız da olunabilir hatta çoğunlukla bu durumu görüyoruz.
Bu şekilde başarılı olan kişilerde zorluklarla baş ederek, kendilerine bir yol çizerek ve bu yolda mücadele ederek başarılı oluyorlar. Anlatmak istediğim şey tam olarak bu. Hangi yoldan ilerlerseniz ilerleyin bir hedefiniz olmalı. Bu hedef doğrultusunda hareket etmeli ve kendinizi geliştirebildiğiniz kadar geliştirmelisiniz. Bu mantalitede olunduğu zaman üniversiteyle ilgili akıllarda hiçbir soru işareti kalmaz.